3 Haziran 2012 Pazar

2 Kasım 2011 Çarşamba

Susurluk Çataldağ



ÇATALDAĞ


Çatal Dağ: Susurluğun Doğusunda Kepsut'un Kuzeyinde Mustafakemalpaşa'nın Güneybatısında,Balat vadileri arasında iki zirveli bir masiftir.1336 metre ve 1306 metrelik iki adet zirvesi vardır.Bu üç ilçenin birleştiği yerde zirveleri susurluk ilçe sınırları yer almaktadır.Her üç ilçeden  çatal dağa ulaşım mevcuttur.
KOORDİNATLARI 
Enlem:39°51'28.89"K
Boylam:  28°19'31.24"E
ÇATAL DAĞ HAKKINDA
Çatal dağ çok uzaktan görülebilir.Çıplak ve beyaz tepeleri kilometrelerce önceden  insanın gözünü alır.Etrafı tamamen ormanlarla kaplı olduğundan yeşilin içinden gök yüzüne beyaz bir alyans gibi ormanla arasındaki evliliği temsil etmektedir.Çatal dağı çatal dağ yapan ormanla bütünleşmesidir.Eğer orman olmasaydı orası sadece tepe olurdu. Bu kadar güzel bu kadar alımlı yapan onu yeşil gelinliğidir. 











                                     ORMANLARI
Çatal dağ ormanları kayın ağırlıklı olmakla beraber meşe, gürgen kısmende cam ağaçlarından
oluşmaktadır.Orta büyüklükte ticari önemi olan ormanımızdır.

Yandaki fotoğrafta ağaçların dağın zirvesinde nasıl sardığı görünmektedir.

Ne kadar sık bir orman varlığı olduğu ortada                    


ULAŞIM
                 Çataldağa ulaşım Susurluk,Kepsut ve mustafakemalpaşadan yapılabilir. Ancak Kepsut ve Mustafakemalpaşadan ulaşım oldukça zordur.En kolay ulaşım imkanları Susurluk ta mevcuttur.3 Yolu vardır.Hatta Susurluk garajında indikten sonra bir taksi çevirseniz sizi çataldağın eteklerine kadar götürür.Yinede siz yerel bir rehberin nezaretinde muhteşem kayın ormanını tadını çıkara çıkara önünüze çıkan buz gibi doğal kaynak sularını  içe içe manzaranın dadını çıkara çıkara zirveye çıkın derim.Öncelikle tüm kamp malzemelerinizle 
                  1.YOL
Susurluk'a gelin kendi aracınız veya taksi ile yaylaçayır köyüne gidiniz orada ki köy kahvesinden bir tane rehber bulun fazla değil bir iki saat sonra zirvedesiniz. Evet siz çataldağın bakmayın öyle heybetli duruşuna dimdik beyaz kayalarına yanlarından yürüyerek zirvesine çıkabilirsiniz tabi baya bi efor harcamak kaydıyla.Yayla çayır köyü Susurluk'a 16 Km dir Çataldağ Yaylaçayır köyüne 6 KM dir.



Yaylaçayır köyünde ki bakkal amca aradığınız tüm gıda maddeleri var hemde
çok ucuz size her türlü yardımda bulanacaktır.











Zirve uzaktan görünüşü
Zirve yolu 







       
                                       2.YOL
 Bakmayın ikinci yol dediğime sadece yolu uzatacağız.Bunu da ormanın o tertemiz havasını bol bol ciğerlerimize doldurmak için yapacağız.Tabi daha fazla yorulacağız sik sik mola verirsek sorun olmaz.Şimdi Susurluk tan yine bir vasıta yardımıyla Gürece köyüne gidiyoruz oradan bir yerel rehber buluyoruz güreceden çataldağa gidiyoruz gerisi aynı sadece yollar farklı.Susurluk Gürece arası 12 Km Gürece Çataldağ 10 Km dir.Birde Susurluk tan Kalfa köye gidebilirsiniz Oradan da yerel bir rehber bula bilip Çataldağa çıkabilirsiniz Kalfa köy Susurluk arası 8 Km Kalfa köy Çataldağ arası 12 Km





Yandaki fotoğrafta çataldağın zirvesine çıkabileceğiniz patika yollar görünmektedir.









Çataldağ ormanı dediysem de balta girmemiş orman aklınıza gelmesin. Her yeri kamyonların gidebileceği yolları vardır.Her an karşınıza birileri çıkabilir onlara da yolunuzu sorabilirsiniz.Ben yerel rehber bulun önerisini başınız ağrımasın diye söyledim kendinizde yolunuzu bula bilirsiniz.Yinede unutmayın orası tabiat 
nelerle karşılaşabileceğiniz belli olamaz.Derin bir dere yatağına girersiniz yaban domuzlarıyla yakın akraba olabilirsiniz.Oy le yaban hayatı bek yok maalesef.Her şeyi tükettiğim gibi onuda tükettik zamanında ayılar olduğu söyleniyordu şimdilerde eser yok.Çıksa çıksa karşınıza büyük baş yarı vahşi inek sürüleri çıkar onlarda size zarar vermez.
VE ZİRVE
Evet zirvenin keyfi







Karşınızda orman ve Susurluk bu muhteşem anın tadını çıkarın  

Zirveye çıkmış arkadaşlar

Karda Muhteşem Görünüş

MACERA MERAKLISINA 3 YOL
Evet gelelim gerçek yolumuza bu yol sadece meraklısına kuş bakışı 10 Km gerisini siz düşünün bu yolda kamyon yok insan yok sadece doğa ve siz varsınız hemde çok efor gerektirir hemde tehlikelidir 18 yaşımda bir kez bu yoldan çıktım zordu ama tek kelime ile Muhteşemdi zaten Çataldağa çıkmışken bu yoldan başkası kolaylık olur.Çaylak deresinin Susurluk nehrine döküldüğü noktadan başlayarak çaylak deresini akış yönüne ters yol alarak Gürece köyüne çıkacağız Güre köyünden sonraki 2.yoldaki ile aynı.
Aşağıda bir harita verdim isteyen inceleyebilir. 
Yine tüm kamp ve tırmanma malzemelerimizi alıp Susurluğun yolunu tutuyoruz.Garajda bir taksiye atlayıp
bizi çaylak köprüsüne götürün dedikten  sonra soluğu çaylak deresi ile Susurluk Çayının birleştiği yere gidiyoruz.Hemen çaylak köprüsünün 200 metre aşağısında birleşene gidiyoruz.Bir söğüt gölgesine uzanıp çıkacağımız büyük macera için enerji topluyoruz. Yandaki manzarayla karşılaşmanız çok zor Yorsan Burjuvazisi bu halkın suyunu gasp ediyor.Ama yinede dere yatağı meydan da. Başlayalım yukarı doğru suyun geldiği yere gidiyoruz.Çataldağa gidiyoruz.
Manzara yavaş yavaş değişiyor suyun debisinde ciddi artış olmaya başladı bile ama sadece çaylak köprüsünden 3 Km içerdeyiz daha çok yolumuz var 

Yolumuza devam ediyoruz 5 km içerdeyiz yavaş yavaş kayalar karşımıza çıkmaya başladı yorulduysanız tam mola yeri çaylak mesire yerinin son  noktası bu noktadan sonra ta Gürece köyüne kadar insan göremeye biliriz dinlenin.


+
 Yola devam aman ha yanlış anlamayın hiç siyası yorum yok asla yapmam hiç değilde onun yapmam anladınız siz.Dinlendik yol.Git gide zorlaşıyor suyun debisi ve şelaleler artıyor bu noktadan sonra dikkat lütfen ölüm tehlikesi var su taşları yosunlanmış olabilir kaygan zemin o yükseklikten düşmek istemezsiniz.









Bitti az kaldı arkadaşlar 7 km deyiz her yer yukarıdaki şelaleler gibi aman dikkat birde sonbahar veya ilk baharda bu yollardan gidilecekse çok dikkat edilmeli su çıldırmış gibi akıyor.İklim yavaş yavaş değişiyor rakım artıyor sık sık dinlenmenizi tevsiye ederim.


Yavaş yavaş su dinginleşmeye başladı akışı yavaşladı bir tatlı rampa hali aldı.Taşlar kayalar yerini tarlalara ve bahçelere terk etmeye başladı.Hoş geldiniz Gürece köyüne az daha gayret ederseniz köyün içinde deki bir köprüye ulaşacaksınız.Buradan hemen köyün camisini görebilirsiniz orada bir solu alıp yola devam edip veya Gürece Köyünde konaklaya bilir sabah bir yerli rehber bulup çataldğın zirvesini görebilirsiniz.Aman dikkat bu noktadan sonra çaylak deresi bir göletle son bulur yerli rehberlere ihtiyacınız olduğunu unutmayın.

HAYDI KOLAY GELSİN ZİRVEDEN SUSURLUĞA BENDEN SELAM SÖYLEYİN.


Rotamız Susurluk Çaylak köprüsünden Gürece Köyüne kadar olan kısım Köyden ötesini sorun.Muhteşem manzaralar sizi bekliyor...











24 Ekim 2011 Pazartesi

Erik Rakısı Nasıl Yapılır

Erik Rakısı Nasıl Yapılır

BAŞLARKEN
Öncelikle bu bilgiler sadece merakı gidermek içindir asla rakı yapım kılavuzu değildir.Hiç bir sorumluk kabul etmem.


ERİK RAKISI

ERİK RAKISINA BİR BAKIŞ
        Erik rakısı bizlere Balkan göçmenlerin hediyesidir.Onların sayesinde Erik rakısıyla bu kadar yakından tanıştık.Erik rakısı dediğimiz alkollü içecek erikte yapılır. Hemen hemen tüm meyvelerden olur.Her meyvenin aroması faklılık gösterdiğinden yapılan meyvenin ile anılır.Burada biz erikten dem vuracağız ama siz isterseniz şeftali,kayası,incir.armut,elma,üzüm vb içinde şeker olan tüm meyvelerden yapıla bilir.
        Resimde de gördüğünüz üzere hiç bizim rakılara benzemez aslında bu içkinin adı brendi balkanlarda erik rakısı denir.Bizim rakının beyazlanmasını sağlayan içindeki anason dur anason içimi rahatlatmak ayrı bir aroma vermek için ikinci üçüncü damıtmadan önce sumaya eklenir damıtılır ve alkol seviyesi suyla seyreltildiği zaman  anason rakıyı beyaz yapar.Erik rakısı tamamen doğal alkol içerdiğinden asla suyla beyazlanmaz bunu unutmayın.
         Erik rakısı yapımındaki aşamalarını şöyle sıralayabiliriz.
        *Eriklerin Temini
        *Fermantasyon Aşaması
        *Damıtma Aşaması
        *Dinlendirme
        *Afiyetle içme
                                                                                                                                                                   
                                                                  ERİK

Resim yazısı ekle
 Erik, gülgiller (Rosaceae) familyasından Prunus cinsinden meyvesi yenen bazı ağaç türlerinin ortak adı.

Türkiye'de Doğu Anadolu'nun yüksek yayla mıntıkası ile, Güneydoğu Anadolu'nun kurak ve çok sıcak bir kısım yerleri hariç her tarafta yetişir.

Erkenci dönem can eriğini yaz ortalarında olgunlaşan Japon eriği (P. salicina) takip eder. Ağustosta olgunlaşmaya başlayan Avrupa eriği (P. domestica) ise ekim ayına kadar yenebilir. Farklı dönemlerde olgunlaşan eriğin, farklı biçim ve büyüklükteki meyvelerinin ince kabuğu, türlere göre yeşil, sarı, kırmızı ve mor renklerdedir. Türkiye'de en tanınmış erik çeşitleri can eriği, papaz eriği, mürdüm eriği ve tatlı üryani eriğidir.

Anavatanı Anadolu olan erikler, dünyanın değişik iklim bölgelerine göçler ve harpler sebebiyle adapte olmuşlardır. Kafkasya ve Hazar Deniz'i çevresinden dünyaya yayıldığı sanılmaktadır. Prunus institia adlı bir diğer erik türünün anavatanı ise Şam bölgesidir. Bütün dünyadaki erik çeşitlerinin sayısı, 2.000'den fazladır. Türkiye'de yetiştirilen çeşitlerin sayısı da 200'ün üstündedir.kaynak:vikipadia



                 
                           ERİKLERİN TEMİNİ 


Erik ülkemizde her yerde bol miktarda yetiştirilir.Eğer erik Rakısı yapacaksak pazardan alınma eriklerle bu iş olmaz.Anadolu'nun tüm köy ve kasabalarında deli erik denen çekirdekten kendi kendine çıkmış ağaç olmuş meyve vermiş erik ağacına denir.Önce tarla kenarlarında orman içlerinde hiç kimsenin yüzüne bakmadığı tamamen doğal ortamında yetişmiş erik ağaçları bulmalıyız.Köylerde genellikle bu eriklerden kışlık hoşaf yaparlar.Yine de bol miktarda mevcut olduğundan herkese ve her amaca yetecek kadar boldur.Eriklerin cinsi önemli değildir,önemli olan içindeki şekerdir,yukarıda değişik eriklerin resmini koydum.Erikler tamamen olgunlaşmalıdır beş altı adet yendiğinizde  boğazınızı yakacak kadar şekerli olmasına dikkat edilmelidir.Bu erikler genelde pek sahibi olmaz yine de siz toplarken köy ahalisine bir sorum derim.Allahın deli eriği için başınızı belaya sokmayın.Hem sahipli olsa bile küçük bir rica ile zaten toplamanıza müsaade ederler hatta toplamanıza bile yardım edebilirler.hem nedenmişler tatlı dil yılanı deliğinden çıkartır.
                                                                                                                                                                   
FERMANTASYON
Mayalanma ya da fermantasyon,bir maddenin bakteriler,mantarlar ve diğer mikroorganizmalar aracılığıyla, genellikle ısı vererek ve köpürerek kimyasal olarak çürümesi olayıdır. Fermantasyon anaerobik şartlarda, yani oksidatif fosforilasyon olamadığı durumlarda, glikolizyoluyla ATP üretimini sağlayan önemli bir biyokimyasal süreçtir
fermantasyon

Etanol fermantasyonu, hücresel solunum için yeterince oksijen olmadığı zaman, bazı hücreler tarafından yapılan bir fermantasyon biçimidir.
Glikolizde bir molekül glikoz (C6H12O6) parçalanarak pirüvata (C3H3O3) dönüşür. Bu süreçte glikozdan iki gliseraldehit-3-fosfat (G3P) molekülü elde edilir. Bunun ardından bir nikotinamid adenin dinükleotit (NAD+) molekülü G3P'den bir hidrojen atomu çıkararak G3P'yi 3-bifosfogliserata dönüştürür, NAD+'yı da NADH'ye.Oksijen olduğu zaman NADH'deki hidrojen başka moleküllere aktarılarak sonunda oksijenle reaksiyona girer ve su (H2O) meydana getirir (ve bu yolla hücreye enerji sağlayan ATP üretilir). Böylece NADH tekrar NAD+'ya dönüşür ve yukarıda belirtilen tepkimede tekrar kullanılabilir. Yeterince oksijen olmadığı durumlarda hücredeki tüm NAD+, NADH'ye dönüşür ve ondan sonra G3P daha fazla 3-bifosfogliserata dönüşemez. NADH'deki hidrojeni alacak başka bir bileşik olmazsa daha fazla ATP üretilemez. Fermantasyon böylesi bir bileşik sağlar.
Etanol fermantasyonunda pirüvattaki iyonlaşmış karboksil grubu (COO-) ondan kopup bir molekül karbon dioksit olarak ortama salınır. Arta kalan molekül, asetaldehit (C2H4O), NADH'deki hidrojeni alarak ortamda bulunmayan oksijenin işlevini görür. Bu hidrojen, glikolizin daha evvelki bir aşamasında açığa çıkan bir H+ iyonu ile beraber, asetaldehide eklenir ve etanol (C2H6O) meydana gelir.
Etanol fermantasyonu şu kimyasal denklemle özetlenebilir: C6H12O6 → 2 C2H5OH + 2 CO2 + 2ATP
Kaynak:vikipedi
Evet arkadaşlar fermantasyon olayının bilimsel açıklaması bu.İşin Türkçesi içinde şeker olan meyveyi bakteriler yer bize tarımsal kökenli alkol verir.
                                                                                                                                                                   
FERMANTASYON AŞAMASI
toplanmış ayıklanmış erik
Evet arkadaşlar gelelim bizim fermantasyon aşamasına erikleri topladık.Ne kadar derseniz bu tamamen size kalmış toplayın toplaya bildiğiniz kadar
biz bu yaz 200kg topladık 20 litre %40 alkolü erik rakısı aldık.Şu kilodan şu kadar alkol almanın oranı yok erikler ne kadar şekeri ise o kadar alkol alırsınız bir diğer önemli olayda zamanında damıtmaktır.Fermantasyon bittiği gibi damıtmak en doğrusudur.Özetlersek şeker oranı yüksek ve zamanında damıtılan cibreden  1/5 oranında rakı alırsınız.Biz bu sene ramazandı bayramdı derken damıtma işin 15 gün geçiktik.Buda bize az erik rakısı olarak döndü alkol buhar olup uçtu bize de işe yarmaz çürümüş posası kaldı.Hiç üzülmeyin biz buna da şükür ediyoruz.Erik rakısı yapımı her aşamayı zamanında yapılması gereken özem isteyen  bugünün işini yarına bırakırsan veya önce yaparsan bedeli az alkol olarak döner.bu işin altın kuralı budur.

fermente olan erik
Bağdan,bahçeden,tarladan topladığımız erikleri yaprak ve dallarından ayırıyoruz ne kadar temiz erik o kadar kaliteli erik rakısı demek.Sakın yıkamayın eriklerin üzerindeki bakteriler bize lazım.Elimizle mümkün olduğunca yapraktan saptan yabancı maddelerden arı bir erik elde ediyoruz.Çok yaptığınızda bu kadar temizleme imkanınız olmuyor tabi, mümkün olduğunca temiz olsun.Yapraklı ve küçük dallı olursa da olur fermantasyona hiç zarar vermez,buradaki temizlik maksadı meyvenin tüm aromasının rakıya geçmesini sağlamaktır.İçinde yapraklı dallı yabancı madde ile fermente olmuş rakı ile, temizlenmiş sadece eriklerin fermente olmuş rakı bir olur mu olmaz.Unutmayın alkol çevresindeki tüm kokuları ve tatları hapseder, içildiğinde damakta bu kokuları ve tatları hissedersiniz.Ayıklanmış erikleri bir kaba koymalıyız içine asla su atmayın fotoğraflardaki gibi on on beş günde sulanacaktır.Eriğin üzerindeki bakteriler gerekli şartları bulduğunda hemen çalışmaya başlarlar.Eriğin içindeki şekeri yerler size alkol ve karbondioksit gazi verirler sizde bunu kaynıyormuş gibi gözlemlersiniz .Hemde öyle kaynar ki seyretmesi insanı büyüler.     
fermantasyonda kaynayan erik cibresi
Kabın ağzını kapatmayın çıkan gazlar kapı patlatır.
Kapın üzerini bir bez parçası ile güzelce kapatın fermantasyon başladığında sirke sinekleri içine girmesin ve karbondioksit gazi dışarı çıkabilsin.Sirke sinekleri içeri girerse yumurta atıyorlar ve larvalar çıkıyor,Buda kurtlu denmesine sebep olan olaydır.
Fazla güneş almayan tercihen gölge ama fazlada soğuk olmayan bir yerde 20 ile 30 gün bekletiyoruz.
Her gün mutlaka karıştırıyoruz.Üste çıkan erikler mantar yaparlar sonra.Yandaki görüntüyü elde etmeniz doğru yolda ilerlediğinizin ispatıdır.Her gecen gün karıştırdığınızda buram buram alkol kokusunu almaya başlarsınız.Cibrenin üzerindeki erikler tamamen eridiğinde içi sıvı dolu bir kabınız olacaktır.İşte tam zamanı geldi damıtma aşamasına gece bilirsiniz.Size şeker ve alkol ile bazı bililer vereyim.



hidrometre
Hidrometre, sıvıların özgül ağırlığını ölçmeye yarayan laboratuvar malzemesine verilen isimdir.

Camdan yapılan hidrometrenin bir ucunda sıvı içinde dik durmasını sağlamak üzere ağırlık, diğer ucunda ise silindirik bir sap bulunmaktadır.
İnce uzun bir kaba sıvı konur, daha sonra bu kabın içerisine, serbestçe yüzecek şekilde hidrometre yavaşça bırakılır. Sıvı yüzeyi ile temas eden ölçek hızanındaki değer g/cm3 olarak sıvının özgül ağırlığını verir.


hidrometre ile şeker ölçümü
şeker alkol tablosu
















Yandaki Tabloda ne kadar şeker ile ne kadar alkol alına bileceği gösterilmektedir bu tabloyu ve hidrometrenin nasıl kullanılacağı görülmektedir.



                                                                                                                                                                   
DAMITMA

damıtma
Damıtma, iki veya daha fazla bileşen içeren bir karışımın ısıtılıp, buhar ve sıvı faz oluşturmak suretiyle daha uçucu bileşence zengin karışımların elde edilmesini sağlayan ayırma işlemidir. Distilasyon işlemi sırasında, buhar faz daha uçucu olan A bileşeni tarafından zenginleşirken, sıvı faz ise kaynama sıcaklığı daha yüksek olan B bileşenince zenginleşir. Fakat yüzde 100 a içeren bir buhar faz elde edilemez.
Diğer bir tanımlama ile; tüm bileşenlerinin uçucu olmak zorunda olduğu, yüksek oranlarda ayırmaya izin veren bir çeşit ayırma prosesidir. İki veya daha fazla bileşenli sıvı karışımlarının ısıtılıp buhar ve sıvı faz oluşturulması suretiyle, daha uçucu bileşence zengin karışımların elde edilmesine denir.
Distilasyonun gerçekleştirilebilmesi için temel şart, denge durumuna erişmiş buhar-sıvı sisteminde, buhar fazın sıvı fazdan farklı bileşime sahip olmasıdır. Buhar ve sıvı faz bileşimleri aynı olursa, distilasyonda yeterli bir ayırma gerçekleşmez.
Damıtma, özellikle organik bileşiklerin saflaştırılması ve ayrılmasında en çok kullanılan yöntemlerden biridir. Kaynama noktasında bulunan bir sıvıya daha fazla ısı verilirse sıvının sıcaklığı artmaz, verilen ısı sıvının buhar haline dönüşmesini sağlar. Sıcaklık, sıvının tamamen buhar halinde uzaklaşmasına kadar sabit kalır. Bu yöntemle buhar basınçları farklı olan sıvılar birbiriniden ayrılabilir.Kaynak:vikipedi
                                                                                                                                                                   
DAMITIM AŞAMASI
erik rakısı damıtan bir imbik balkanlardan
İMBİK, sıvıların damıtılmasında kullanılan aygıt. Birden çok sıvı karışımlarının ya da içinde yabancı maddeler bulunan sıvıların buharlaşma sıcaklıklarındaki farklılıklardan yararlanarak saflaştırılmasına yarar. Gülsuyu, gülyağı üretiminde, çeşitli alkollü içki yapımında imbiklerden yararlanılır. İmbik, ısıtıcı bir fırın, buharlaşmanın olduğu başlık ve başlığa bağlı kuğu boynu biçiminde uç tarafı helezoni bir soğutucudan oluşur.Başlıkta buharlaşma sıcaklığına dek ısıtılan sıvı buharı kuğu boynu boyunca ilerler. Helezoni borudan geçerken borunun dışındaki soğuk su dolaşımı, yoğunlaşarak alttaki kapta sıvı olarak toplanmasını sağlar.İmbikler genellikle bakırdan yapılır paslanmaz çelikten yapılanlar vardır.Basit düzenekler le de damıtma yapıla bilir fotoğraflarda göründüğü gibi.Bir düdüklü tencere ve bakırdan boru plastik bir kova bunları birleştirdiğimizde işe yarar bir imbiğimiz olacaktır. 

basit düzenekli bir imbik  
           BASİT BİR İMBİK 

Yandaki fotoğrafta basit bir imbik görünmektedir.
Göründüğü gibi önce bir kazanı var burada eski bir düdüklü tencere kullanılmış.Kazandaki en büyük özellik içindeki buharı hapsedip bağlı olduğu bakır boruya iletmesidir.Kazanın içindeki buhar dışarıya çıkmamalıdır.İkinci parçası bakır bir boru bu boru kazanın içinden gelen alkol buharını soğutucu bidona aktarmasıdır.Soğutucu bidonun içinde helezonik kıvrım yaparak içindeki alkol buharını sıvıya dönüştürür.Üçüncü parçamız soğutucu bidon.Bidonun içeme su konur bakır boruların içinden geçen alkol buharı ısısını suya vererek gaz halinden sıvı hale geçer.Ve aldığımız rakıyı toplamaya yarayan toplama kapı.Değiş tiplerde imbikler yapıla bilir tamamen ihtiyaca ve elinizdeki malzemelere göre şekilleri değişe bilir ama hepsinin mantığı aynıdır.
helezonik kıvrımlı bakır boru ve soğutucu bidon

basit imbiğin genel görünüşü 



  DAMITMAYA BAŞLAYALIM

Tam zamanında fermantasyonu bitmiş erik cibresini kaynama kazanın içine koyulur.Kazan ısıtılmaya başlanır ısıtma  
odun ateşi ile daha ekonomiktir LPG tüpleri ve elektrikli ocaklarda kullanıla bilir.Saf etanol (bizim alkol) 78,5C kaynamaya başlar bu esnada cibrenin içindeki etanol buharlaşarak bakır borunun içine girer bakır borudan yolculuğuna devam ederken ısısını suya    transfer ederek sıvılaşır bakır borunun sonunda bekleyen toplama kapına sıvı haldeki erik rakısı olarak düşer.İlk gelen rakının alkol oranı oldukça yüksektir alkol oranı git gide düşecektir  
Başlarda da ki alkol oranı %80-%90 derecede gelir bu oran yavaş yavaş düşer.Burada dikkat edilmesi gereken  bu farlı derecelerdeki rakıyı ayrı ayrı kaplara toplamaktır.Kazanın sıcaklığının yükselmemesi 78-79C  sabit kalmasına özen gösterilmeli yoksa cibrenin içindeki su buharlaşır rakımızın içine girer.Sonlara doğru alkol oranı %10 düşer.Bakır borunun ucundan rakı gelmez olduğunda damıtma işi bitmiştir.


Şimdi alkol oranları faklı kaplardaki rakıyı %45 seviyeye getirmeliyiz.bunu nasıl yapacağız derseniz söyle ki.İlk önce gelen rakı %80-%90 derece idi sonrakiler zamanla azalarak %70-%80 dereceye düşer %50-%60 ve %40-%50 ve %30-%40 ve %20-%30 ve %10 %20 gibi tüm bu derecedeki rakıları ayrı ayrı kaplarda topladığımız için alkolmetreyi kullanarak %45 seviyesine getire biliriz.
AFİYET OLSUN













  İKİNCİ ÜÇÜNCÜ DAMITIM

Daha kaliteli rakı için ikinci ve hatta üçüncü damıtım yapa bilirsiniz.ne kadar damıtım yaparsanız rakınız o kadar kaliteli olur.İçimi rahat olur.Piyasadaki votkalar bunun en bariz örnekleridir pahalı olan votkalar üç defa damıtılmıştır.Birinci damıtmanın sonundaki tüm rakıyı tekrar içini güzelce temizlediğim kazanın içine koyarız.Tüm işlemleri aynen tekrar ettiğimizde daha kaliteli fakat daha az rakı  alırız.AFİYET OLSUN


23 mart 2012 yaptığım erik rakısını içtim kafam güzel oldu demek ki erik rakısı hala güzel