24 Ekim 2011 Pazartesi

Erik Rakısı Nasıl Yapılır

Erik Rakısı Nasıl Yapılır

BAŞLARKEN
Öncelikle bu bilgiler sadece merakı gidermek içindir asla rakı yapım kılavuzu değildir.Hiç bir sorumluk kabul etmem.


ERİK RAKISI

ERİK RAKISINA BİR BAKIŞ
        Erik rakısı bizlere Balkan göçmenlerin hediyesidir.Onların sayesinde Erik rakısıyla bu kadar yakından tanıştık.Erik rakısı dediğimiz alkollü içecek erikte yapılır. Hemen hemen tüm meyvelerden olur.Her meyvenin aroması faklılık gösterdiğinden yapılan meyvenin ile anılır.Burada biz erikten dem vuracağız ama siz isterseniz şeftali,kayası,incir.armut,elma,üzüm vb içinde şeker olan tüm meyvelerden yapıla bilir.
        Resimde de gördüğünüz üzere hiç bizim rakılara benzemez aslında bu içkinin adı brendi balkanlarda erik rakısı denir.Bizim rakının beyazlanmasını sağlayan içindeki anason dur anason içimi rahatlatmak ayrı bir aroma vermek için ikinci üçüncü damıtmadan önce sumaya eklenir damıtılır ve alkol seviyesi suyla seyreltildiği zaman  anason rakıyı beyaz yapar.Erik rakısı tamamen doğal alkol içerdiğinden asla suyla beyazlanmaz bunu unutmayın.
         Erik rakısı yapımındaki aşamalarını şöyle sıralayabiliriz.
        *Eriklerin Temini
        *Fermantasyon Aşaması
        *Damıtma Aşaması
        *Dinlendirme
        *Afiyetle içme
                                                                                                                                                                   
                                                                  ERİK

Resim yazısı ekle
 Erik, gülgiller (Rosaceae) familyasından Prunus cinsinden meyvesi yenen bazı ağaç türlerinin ortak adı.

Türkiye'de Doğu Anadolu'nun yüksek yayla mıntıkası ile, Güneydoğu Anadolu'nun kurak ve çok sıcak bir kısım yerleri hariç her tarafta yetişir.

Erkenci dönem can eriğini yaz ortalarında olgunlaşan Japon eriği (P. salicina) takip eder. Ağustosta olgunlaşmaya başlayan Avrupa eriği (P. domestica) ise ekim ayına kadar yenebilir. Farklı dönemlerde olgunlaşan eriğin, farklı biçim ve büyüklükteki meyvelerinin ince kabuğu, türlere göre yeşil, sarı, kırmızı ve mor renklerdedir. Türkiye'de en tanınmış erik çeşitleri can eriği, papaz eriği, mürdüm eriği ve tatlı üryani eriğidir.

Anavatanı Anadolu olan erikler, dünyanın değişik iklim bölgelerine göçler ve harpler sebebiyle adapte olmuşlardır. Kafkasya ve Hazar Deniz'i çevresinden dünyaya yayıldığı sanılmaktadır. Prunus institia adlı bir diğer erik türünün anavatanı ise Şam bölgesidir. Bütün dünyadaki erik çeşitlerinin sayısı, 2.000'den fazladır. Türkiye'de yetiştirilen çeşitlerin sayısı da 200'ün üstündedir.kaynak:vikipadia



                 
                           ERİKLERİN TEMİNİ 


Erik ülkemizde her yerde bol miktarda yetiştirilir.Eğer erik Rakısı yapacaksak pazardan alınma eriklerle bu iş olmaz.Anadolu'nun tüm köy ve kasabalarında deli erik denen çekirdekten kendi kendine çıkmış ağaç olmuş meyve vermiş erik ağacına denir.Önce tarla kenarlarında orman içlerinde hiç kimsenin yüzüne bakmadığı tamamen doğal ortamında yetişmiş erik ağaçları bulmalıyız.Köylerde genellikle bu eriklerden kışlık hoşaf yaparlar.Yine de bol miktarda mevcut olduğundan herkese ve her amaca yetecek kadar boldur.Eriklerin cinsi önemli değildir,önemli olan içindeki şekerdir,yukarıda değişik eriklerin resmini koydum.Erikler tamamen olgunlaşmalıdır beş altı adet yendiğinizde  boğazınızı yakacak kadar şekerli olmasına dikkat edilmelidir.Bu erikler genelde pek sahibi olmaz yine de siz toplarken köy ahalisine bir sorum derim.Allahın deli eriği için başınızı belaya sokmayın.Hem sahipli olsa bile küçük bir rica ile zaten toplamanıza müsaade ederler hatta toplamanıza bile yardım edebilirler.hem nedenmişler tatlı dil yılanı deliğinden çıkartır.
                                                                                                                                                                   
FERMANTASYON
Mayalanma ya da fermantasyon,bir maddenin bakteriler,mantarlar ve diğer mikroorganizmalar aracılığıyla, genellikle ısı vererek ve köpürerek kimyasal olarak çürümesi olayıdır. Fermantasyon anaerobik şartlarda, yani oksidatif fosforilasyon olamadığı durumlarda, glikolizyoluyla ATP üretimini sağlayan önemli bir biyokimyasal süreçtir
fermantasyon

Etanol fermantasyonu, hücresel solunum için yeterince oksijen olmadığı zaman, bazı hücreler tarafından yapılan bir fermantasyon biçimidir.
Glikolizde bir molekül glikoz (C6H12O6) parçalanarak pirüvata (C3H3O3) dönüşür. Bu süreçte glikozdan iki gliseraldehit-3-fosfat (G3P) molekülü elde edilir. Bunun ardından bir nikotinamid adenin dinükleotit (NAD+) molekülü G3P'den bir hidrojen atomu çıkararak G3P'yi 3-bifosfogliserata dönüştürür, NAD+'yı da NADH'ye.Oksijen olduğu zaman NADH'deki hidrojen başka moleküllere aktarılarak sonunda oksijenle reaksiyona girer ve su (H2O) meydana getirir (ve bu yolla hücreye enerji sağlayan ATP üretilir). Böylece NADH tekrar NAD+'ya dönüşür ve yukarıda belirtilen tepkimede tekrar kullanılabilir. Yeterince oksijen olmadığı durumlarda hücredeki tüm NAD+, NADH'ye dönüşür ve ondan sonra G3P daha fazla 3-bifosfogliserata dönüşemez. NADH'deki hidrojeni alacak başka bir bileşik olmazsa daha fazla ATP üretilemez. Fermantasyon böylesi bir bileşik sağlar.
Etanol fermantasyonunda pirüvattaki iyonlaşmış karboksil grubu (COO-) ondan kopup bir molekül karbon dioksit olarak ortama salınır. Arta kalan molekül, asetaldehit (C2H4O), NADH'deki hidrojeni alarak ortamda bulunmayan oksijenin işlevini görür. Bu hidrojen, glikolizin daha evvelki bir aşamasında açığa çıkan bir H+ iyonu ile beraber, asetaldehide eklenir ve etanol (C2H6O) meydana gelir.
Etanol fermantasyonu şu kimyasal denklemle özetlenebilir: C6H12O6 → 2 C2H5OH + 2 CO2 + 2ATP
Kaynak:vikipedi
Evet arkadaşlar fermantasyon olayının bilimsel açıklaması bu.İşin Türkçesi içinde şeker olan meyveyi bakteriler yer bize tarımsal kökenli alkol verir.
                                                                                                                                                                   
FERMANTASYON AŞAMASI
toplanmış ayıklanmış erik
Evet arkadaşlar gelelim bizim fermantasyon aşamasına erikleri topladık.Ne kadar derseniz bu tamamen size kalmış toplayın toplaya bildiğiniz kadar
biz bu yaz 200kg topladık 20 litre %40 alkolü erik rakısı aldık.Şu kilodan şu kadar alkol almanın oranı yok erikler ne kadar şekeri ise o kadar alkol alırsınız bir diğer önemli olayda zamanında damıtmaktır.Fermantasyon bittiği gibi damıtmak en doğrusudur.Özetlersek şeker oranı yüksek ve zamanında damıtılan cibreden  1/5 oranında rakı alırsınız.Biz bu sene ramazandı bayramdı derken damıtma işin 15 gün geçiktik.Buda bize az erik rakısı olarak döndü alkol buhar olup uçtu bize de işe yarmaz çürümüş posası kaldı.Hiç üzülmeyin biz buna da şükür ediyoruz.Erik rakısı yapımı her aşamayı zamanında yapılması gereken özem isteyen  bugünün işini yarına bırakırsan veya önce yaparsan bedeli az alkol olarak döner.bu işin altın kuralı budur.

fermente olan erik
Bağdan,bahçeden,tarladan topladığımız erikleri yaprak ve dallarından ayırıyoruz ne kadar temiz erik o kadar kaliteli erik rakısı demek.Sakın yıkamayın eriklerin üzerindeki bakteriler bize lazım.Elimizle mümkün olduğunca yapraktan saptan yabancı maddelerden arı bir erik elde ediyoruz.Çok yaptığınızda bu kadar temizleme imkanınız olmuyor tabi, mümkün olduğunca temiz olsun.Yapraklı ve küçük dallı olursa da olur fermantasyona hiç zarar vermez,buradaki temizlik maksadı meyvenin tüm aromasının rakıya geçmesini sağlamaktır.İçinde yapraklı dallı yabancı madde ile fermente olmuş rakı ile, temizlenmiş sadece eriklerin fermente olmuş rakı bir olur mu olmaz.Unutmayın alkol çevresindeki tüm kokuları ve tatları hapseder, içildiğinde damakta bu kokuları ve tatları hissedersiniz.Ayıklanmış erikleri bir kaba koymalıyız içine asla su atmayın fotoğraflardaki gibi on on beş günde sulanacaktır.Eriğin üzerindeki bakteriler gerekli şartları bulduğunda hemen çalışmaya başlarlar.Eriğin içindeki şekeri yerler size alkol ve karbondioksit gazi verirler sizde bunu kaynıyormuş gibi gözlemlersiniz .Hemde öyle kaynar ki seyretmesi insanı büyüler.     
fermantasyonda kaynayan erik cibresi
Kabın ağzını kapatmayın çıkan gazlar kapı patlatır.
Kapın üzerini bir bez parçası ile güzelce kapatın fermantasyon başladığında sirke sinekleri içine girmesin ve karbondioksit gazi dışarı çıkabilsin.Sirke sinekleri içeri girerse yumurta atıyorlar ve larvalar çıkıyor,Buda kurtlu denmesine sebep olan olaydır.
Fazla güneş almayan tercihen gölge ama fazlada soğuk olmayan bir yerde 20 ile 30 gün bekletiyoruz.
Her gün mutlaka karıştırıyoruz.Üste çıkan erikler mantar yaparlar sonra.Yandaki görüntüyü elde etmeniz doğru yolda ilerlediğinizin ispatıdır.Her gecen gün karıştırdığınızda buram buram alkol kokusunu almaya başlarsınız.Cibrenin üzerindeki erikler tamamen eridiğinde içi sıvı dolu bir kabınız olacaktır.İşte tam zamanı geldi damıtma aşamasına gece bilirsiniz.Size şeker ve alkol ile bazı bililer vereyim.



hidrometre
Hidrometre, sıvıların özgül ağırlığını ölçmeye yarayan laboratuvar malzemesine verilen isimdir.

Camdan yapılan hidrometrenin bir ucunda sıvı içinde dik durmasını sağlamak üzere ağırlık, diğer ucunda ise silindirik bir sap bulunmaktadır.
İnce uzun bir kaba sıvı konur, daha sonra bu kabın içerisine, serbestçe yüzecek şekilde hidrometre yavaşça bırakılır. Sıvı yüzeyi ile temas eden ölçek hızanındaki değer g/cm3 olarak sıvının özgül ağırlığını verir.


hidrometre ile şeker ölçümü
şeker alkol tablosu
















Yandaki Tabloda ne kadar şeker ile ne kadar alkol alına bileceği gösterilmektedir bu tabloyu ve hidrometrenin nasıl kullanılacağı görülmektedir.



                                                                                                                                                                   
DAMITMA

damıtma
Damıtma, iki veya daha fazla bileşen içeren bir karışımın ısıtılıp, buhar ve sıvı faz oluşturmak suretiyle daha uçucu bileşence zengin karışımların elde edilmesini sağlayan ayırma işlemidir. Distilasyon işlemi sırasında, buhar faz daha uçucu olan A bileşeni tarafından zenginleşirken, sıvı faz ise kaynama sıcaklığı daha yüksek olan B bileşenince zenginleşir. Fakat yüzde 100 a içeren bir buhar faz elde edilemez.
Diğer bir tanımlama ile; tüm bileşenlerinin uçucu olmak zorunda olduğu, yüksek oranlarda ayırmaya izin veren bir çeşit ayırma prosesidir. İki veya daha fazla bileşenli sıvı karışımlarının ısıtılıp buhar ve sıvı faz oluşturulması suretiyle, daha uçucu bileşence zengin karışımların elde edilmesine denir.
Distilasyonun gerçekleştirilebilmesi için temel şart, denge durumuna erişmiş buhar-sıvı sisteminde, buhar fazın sıvı fazdan farklı bileşime sahip olmasıdır. Buhar ve sıvı faz bileşimleri aynı olursa, distilasyonda yeterli bir ayırma gerçekleşmez.
Damıtma, özellikle organik bileşiklerin saflaştırılması ve ayrılmasında en çok kullanılan yöntemlerden biridir. Kaynama noktasında bulunan bir sıvıya daha fazla ısı verilirse sıvının sıcaklığı artmaz, verilen ısı sıvının buhar haline dönüşmesini sağlar. Sıcaklık, sıvının tamamen buhar halinde uzaklaşmasına kadar sabit kalır. Bu yöntemle buhar basınçları farklı olan sıvılar birbiriniden ayrılabilir.Kaynak:vikipedi
                                                                                                                                                                   
DAMITIM AŞAMASI
erik rakısı damıtan bir imbik balkanlardan
İMBİK, sıvıların damıtılmasında kullanılan aygıt. Birden çok sıvı karışımlarının ya da içinde yabancı maddeler bulunan sıvıların buharlaşma sıcaklıklarındaki farklılıklardan yararlanarak saflaştırılmasına yarar. Gülsuyu, gülyağı üretiminde, çeşitli alkollü içki yapımında imbiklerden yararlanılır. İmbik, ısıtıcı bir fırın, buharlaşmanın olduğu başlık ve başlığa bağlı kuğu boynu biçiminde uç tarafı helezoni bir soğutucudan oluşur.Başlıkta buharlaşma sıcaklığına dek ısıtılan sıvı buharı kuğu boynu boyunca ilerler. Helezoni borudan geçerken borunun dışındaki soğuk su dolaşımı, yoğunlaşarak alttaki kapta sıvı olarak toplanmasını sağlar.İmbikler genellikle bakırdan yapılır paslanmaz çelikten yapılanlar vardır.Basit düzenekler le de damıtma yapıla bilir fotoğraflarda göründüğü gibi.Bir düdüklü tencere ve bakırdan boru plastik bir kova bunları birleştirdiğimizde işe yarar bir imbiğimiz olacaktır. 

basit düzenekli bir imbik  
           BASİT BİR İMBİK 

Yandaki fotoğrafta basit bir imbik görünmektedir.
Göründüğü gibi önce bir kazanı var burada eski bir düdüklü tencere kullanılmış.Kazandaki en büyük özellik içindeki buharı hapsedip bağlı olduğu bakır boruya iletmesidir.Kazanın içindeki buhar dışarıya çıkmamalıdır.İkinci parçası bakır bir boru bu boru kazanın içinden gelen alkol buharını soğutucu bidona aktarmasıdır.Soğutucu bidonun içinde helezonik kıvrım yaparak içindeki alkol buharını sıvıya dönüştürür.Üçüncü parçamız soğutucu bidon.Bidonun içeme su konur bakır boruların içinden geçen alkol buharı ısısını suya vererek gaz halinden sıvı hale geçer.Ve aldığımız rakıyı toplamaya yarayan toplama kapı.Değiş tiplerde imbikler yapıla bilir tamamen ihtiyaca ve elinizdeki malzemelere göre şekilleri değişe bilir ama hepsinin mantığı aynıdır.
helezonik kıvrımlı bakır boru ve soğutucu bidon

basit imbiğin genel görünüşü 



  DAMITMAYA BAŞLAYALIM

Tam zamanında fermantasyonu bitmiş erik cibresini kaynama kazanın içine koyulur.Kazan ısıtılmaya başlanır ısıtma  
odun ateşi ile daha ekonomiktir LPG tüpleri ve elektrikli ocaklarda kullanıla bilir.Saf etanol (bizim alkol) 78,5C kaynamaya başlar bu esnada cibrenin içindeki etanol buharlaşarak bakır borunun içine girer bakır borudan yolculuğuna devam ederken ısısını suya    transfer ederek sıvılaşır bakır borunun sonunda bekleyen toplama kapına sıvı haldeki erik rakısı olarak düşer.İlk gelen rakının alkol oranı oldukça yüksektir alkol oranı git gide düşecektir  
Başlarda da ki alkol oranı %80-%90 derecede gelir bu oran yavaş yavaş düşer.Burada dikkat edilmesi gereken  bu farlı derecelerdeki rakıyı ayrı ayrı kaplara toplamaktır.Kazanın sıcaklığının yükselmemesi 78-79C  sabit kalmasına özen gösterilmeli yoksa cibrenin içindeki su buharlaşır rakımızın içine girer.Sonlara doğru alkol oranı %10 düşer.Bakır borunun ucundan rakı gelmez olduğunda damıtma işi bitmiştir.


Şimdi alkol oranları faklı kaplardaki rakıyı %45 seviyeye getirmeliyiz.bunu nasıl yapacağız derseniz söyle ki.İlk önce gelen rakı %80-%90 derece idi sonrakiler zamanla azalarak %70-%80 dereceye düşer %50-%60 ve %40-%50 ve %30-%40 ve %20-%30 ve %10 %20 gibi tüm bu derecedeki rakıları ayrı ayrı kaplarda topladığımız için alkolmetreyi kullanarak %45 seviyesine getire biliriz.
AFİYET OLSUN













  İKİNCİ ÜÇÜNCÜ DAMITIM

Daha kaliteli rakı için ikinci ve hatta üçüncü damıtım yapa bilirsiniz.ne kadar damıtım yaparsanız rakınız o kadar kaliteli olur.İçimi rahat olur.Piyasadaki votkalar bunun en bariz örnekleridir pahalı olan votkalar üç defa damıtılmıştır.Birinci damıtmanın sonundaki tüm rakıyı tekrar içini güzelce temizlediğim kazanın içine koyarız.Tüm işlemleri aynen tekrar ettiğimizde daha kaliteli fakat daha az rakı  alırız.AFİYET OLSUN


23 mart 2012 yaptığım erik rakısını içtim kafam güzel oldu demek ki erik rakısı hala güzel




21 Ekim 2011 Cuma

İznik Gezisi




İZNİK GEZİSİ 
           Bir sonbahar günü İznik'e yapmış olduğum gezi fotoğraflarını paylaşacağım.Siyah renkle yazılan yazılar vikipediden kopyalamadır.O bilgilere güvene bilirsiniz ama mavi yazanlar benimdir onlara bir garanti veremem.Sonra bana lagaluga yapmayın o da ne demek derseniz argo sanırım kafa ütülemek anlamına geliyor.
            Fotoğrafların hepsi bana aittir kendim çektim başka yerde bulamazsınız kullanırken lütfen kaynak gösterin.Amatör çekimde olsa çok güzel çıktılar sizce nasıl. 
            İznikBursa'nın ilçesi. Aynı adı taşıyan İznik Gölü'nün doğu kıyısında, bağlı olduğu Bursa'nın kuzeydoğusunda yer alır. Nüfusu 2009 itibarı ile 44.756'dır
İznik ismi, eski adı olan Nikéa'dan gelmektedir. Dönemde yaygın bir dönüştürme kuralına göre Rumca adın önüne 'sur içinde' anlamında olan is eki getirilerek isnikéa adı Türkçede İznik olmuştur.


Yeşil Minareli camii camii çok güzel de cevre düzenleneside mükemmel 

Tarihçe 


İznik'te ilk yerleşimin M.Ö. 2500 yıllarına uzandığı sanılmaktadır. M.Ö. 7. yüzyıl öncesinde burada kurulan yerleşime 'Helikare' denmekteydi. Makedonya İmparatoru Büyük İskender'in generali Antigonus tarafından M.Ö. 316 yılında kent Antigoneia adını almıştır. İskender'in ölümünden sonra Antigonus ile general Lysimakhos arasındaki savaşı kazanan Lysimakhos kente, Antipatros'un kızı olan eşi Nikaia'nın adını vermiştir. M.Ö. 293'te Bithynia Krallığı'na bağlanan kent, önemli mimari yapılarla süslenmiştir. Bir süre Bithynia Krallığı'nın başkenti olan Nikaia daha sonra Roma'nın önemli bir yerleşimi olarak varlığını sürdürür.
325 yılı yazı başında Hıristiyanlık için çok önemli olan Birinci Konsül, İznik'de toplanmıştır. İmparator Constantinus'un da katıldığı toplantıda Hristiyanlıkla ilgili yortu günleri ve Nikaia Kanunları adı ile bilinen 20 maddelik metin bu Konsülden sonra kabul edilmiştir.787 yılında İznik Ayasofya'sında VII. Konsül toplandı.Ayrıca VI. Haçlı Seferi sonucunda Bizans İmparatorluğu İstanbul'u kaybedince İznik'te Bizans Hanedan üyeleri tarafından İznik Latin İmparatorluğu kurulmuş ve bu imparatorluk daha sonra İstanbul'u fethederek Bizans İmparatorluğu'nu yeniden kurmuştur.
İznik, Selçuklular'ın ve Osmanlılar'ın da başkenti olmuştur. İznik 1331 yılında Osmanlı orduları tarafından ele geçirilmiştir. Osmanlı idaresinde İznik, sanat, ticaret ve kültür merkezi oldu. Orhan Gazi Medresesinde birçok ünlü ders verdi. Davud-u Kayseri, Ebul Fadıl Musa,Eşrefoğlu Abdullah Rumi gibi ünlü tasavvuflar İznik'te yaşadı ve eserler verdi. Osmanlı döneminin ilk cami, medresesi ve imareti İznik'te inşa edildi.

14.,15. ve 16. yüzyıllarda İznik bir sanat merkezi olmuş, dünyaca ünlü çini ve seramikler burada üretilmiştir.



Coğrafya 


İlçenin yüzölçümü 753 km², rakımı 85 metredir. Konum olarak Bursa ilinin Kuzeydoğusunda, İznik Gölü'nün doğusundadır. Bursa şehir merkezine 76 km uzaklıktadır. Marmara Bölgesi'nin Güney Marmara böümünde yer alır. Bölgede ılıman Marmara iklimi görülür. İdari olarak 1930 yılında Bursa'ya bağlandı.

İlçe 29-30' (Müşküle köyü batısı) ve 29-57' (Elmalı köyü doğusu) doğu boylamları ile 40-21' (Hisardere tepesi) ve 40-37' (Ayvaşa dağı) kuzey enlemleri arasındadır.



Ekonomi 


Ağır sanayi yatırımlarının bulunmadığı İznik ovası, zeytin, üzüm, şeftali, kiraz, erik, armut,elma, ceviz, domates, tazefasulye, brokoli, brüksel lahanası ve toprağının olduğu kadar ikliminin de elverişli olmasından dolayı birçok sebze vemeyve yetişmektedir. Bölgedeki 3 resmi sebze ve meyve hali mevcuttur. İznik’te üretimi yapılan tarımsal ürünler içinde zeytin, çiftçi ailelerinin %70 gibi önemli bir kısmının gelir kaynağı olarak birinci sırayı almaktadır.Yöreye has bir ürünMüşküle üzümü, ilçede halen yetiştirilmektedir.

İlçenin doğası, arkeolojik ve tarihi kalıntıları ile gölün doğal kıyı şeridi piknik yapmaya elverişli geniş ağaçlık alanlarıylaturizme canlılık katar. Hacı Osman Köyü ve çevresinde yamaç paraşütü ve çim kayağı sporları için uygun alanların tespiti ile bu sporlara ilgi duyanlara ev sahipliği yapmaya başlamıştır.

Son yıllarda Sansarak köyündeki doğal şelale sayesinde dağ tracking sporu başlamıştır. Her hafta İstanbul'dan ve diğer yakın metropolllerden günü birlik turlar düzenlenmektedir.

İznik Gölü'nde tatlı su ıstakozu ve yayın, sazan, akbalık, gümüş gibi 27 değişik balık türü bulunur. Gümüş balığınıntamamı ihraç edilir; diğer ürünler bölgede tüketilir.



Burasının eskiden ne olduğunu bilmiyorum ama hristiyanlık inancı için önemli olduğunu sanıyorum.Şimdilerde kendisi müzedir. Burası aralarında yeşil minareli camiinin de olduğu bir kaç camii ile komşudur.Eskiler ne kadarda hoşgörülüymüşler   şimdi nerede...

Nüfus 


İlçenin nüfusu 2009 adrese dayalı nüfus sayımına göre 44.756'dır. Bunun 22.574'ü şehirde, 22.182'si ise kasaba ve köylerde yaşamaktadır.

İlçe olarak, merkez hariç olmak üzere ilçe merkezine bağlı; 2 belde, 37 köy ve 7 mahalleden oluşmaktadır. İlçe, kuzeyde Yalova'nın Altınova ve Kocaeli'nin Karamürsel, Gölcük ve Başiskele, kuzeydoğuda Sakarya'nın Pamukova, doğuda Bilecik'in Osmaneli, güneyde Yenişehir, güneybatıda Gemlik ve batıda Orhangazi ilçeleriyle çevrilidir.

İlçe merkezindeki mahalleler: Beyler, Eşrefzade, Mahmutçelebi, M.Kemalpaşa, Selçuk, Yeni mahalle, Yeşilcemi.
KAYNAK:vikipedi.

İznik'in surları şehrin her yerinde bol miktarda var bu blog ta yok ama çok güzel giriş kapısı var giderseniz mutlaka görün derim.



İşte burası incilin yeniden tasniflendiği yer.Hristiyan dünyasının hacı yerlerinden 
 camii olarak yeniden ibadete açılacağı gazete haberlerinden öğrendim.

Az önce bahsettiğim cevre düzenlemesi.Sağı,solu,önü.arkası; camii,kilise metrese katedral dolu.


Yeşil Caminin mihrabı taş oymacılığının usta eserlerinden.

Yeşil caminin  tavanı gerçek İznik çinileri.


Hemen müzenin yanındaki camiler adlarını bilmiyorum.


Müzenin bahçesi inanın bu zati muhteremleri tanımıyorum.Taş oymacılığı mükemmel bunu şu anda dünyada hiç bir sanatçı veya makine yapamaz.Öyle ince girintileri var ki öyle emek harcanmış ki insan sadece saygı duyuyor.

İşte Anadolu da yaşamış atamız M:Ö 6000 o gördüğünüz küp veya çömlek değil birinin mezarı 
çok dikkatli bakarsanız orada yatıyor. 

Buda rahmetlinin evi.3 oda 1 salon olmasa da tam 8 bin yıl önceki rezidans 


Bunlarda çeşitli dönemlere ait takılar yani define.





































İznik'in olmazsa olmazı siz anladınız onu..................

Balık Tava


HAMSİ TAVA
Malzemeler:  ( 4 kişilik )
1 kg Hamsi
1 su bardağı mısır unu  yarım subardağı  ayçiçek yağı tuz
 Yapılışı:

Hamsilerin kafalarıyla berber içinide alarak temizliyorsun. Yada balıkçıya temizletiyorsun.Daha sonra bol su içinde 10 dk bekletiyorsun. Balıkları iyice temizledikten sonra bir gazete üzerine yay. Balıkların suyu gitsin. Daha sonra balıkları biraz tuzla . Diğer tarafta 3 çorba kaşığı sıvıyağı tavaya koyuyorsun.Kısık ateşte iken ayvaş yavaş hamsileri önce mısır ununa iyice bulayıp daha sonrakuyrukları iç kısma glecek şekilde, yan yana aralarında boşluk bırakmadan diziyorsun. Benim ortada boşluk kaldığı için oraya da yerleştirdim.
Hamsilerin bir tarafı iyice kızardıktan sonra üzerine düz bir kapak kapatıp tavayı alıyorsunuz ve bir fincanın içine önce yavaşca yağını süzüyorsunuz. Daha sonra tavayı komple çeviriyorsunuz ve hamsiler kapakta kalıyor. Yavaşca kapakta kalan hamsileritavaya kaydırıyorsunuz. Böylece pişmemiş olan taraf alta geldi. O tarafını da pişirdikten sonra scak sıcak afiyetle yiyebilirsiniz....
Sanrım herkes hamsi tavayı bilir... Ben boyle kızartmayı daha sonra öğrendiğim için daha çok dizili bir şekilde kızartabilmeyi paylaşmak istedim Kaynak: 
BARBUN TAVA

Malzeme : 1 kg. Barbunya balığı, 1 su bardağı kızartma yağı. 1 avuç mısır unu. tuz,lımon,maydonoz

 Yapılışı 

1) Balığı temizleyip, yıkayıp suyunu süzdürünüz. 
2) Yemek zamanına 20 dakika kala tuzlayınız. 3) Her tarafını muntazam mısır ununa bulayıp kızdırılmış yağ­da her ıkı tarafını pembe renkte kızartınız. 
4) Limon, maydanoz dallarıyla süsleyiniz. not.balıkları tavaya sıralı yan yana çiçek şeklinde dizip tava kapağı ,yoksa düz bir tabakla tümünü birlikte kolayca çevirebilirsiniz.burdakı amac hem kolay pişirmek ve balıkların fazla kuru kalmasını önler lezetli oluşunu sağlar.KAYNAK:
İSTAVRİT TAVA

Malzeme : 1 kg. istavrit balığı, 1 su bardağı kızartma yağı. 1 avuç mısır unu. tuz,lımon,maydonoz ,
Yapılışı : 
1) Balığı temizleyip, yıkayıp suyunu süzdürünüz. 
2) Yemek zamanına 20 dakika kala tuzlayınız. 3) Her tarafını muntazam mısır ununa bulayıp kızdırılmış yağ­da her ıkı tarafını pembe renkte kızartınız. 
4) Limon, maydanoz dallarıyla süsleyiniz. not.balıkları tavaya sıralı yan yana çiçek şeklinde dizip tava kapağı ,yoksa düz bir tabakla tümünü birlikte kolayca çevirebilirsiniz.burdakı amac hem kolay pişirmek ve balıkların fazla kuru kalmasını önler lezetli oluşunu sağlar.KAYNAK:


ÇİPURA TAVA



Malzemeler: 5 adet çupra, (kişi başı 1 adet) 1 su bardağı un 1 su bardağı sıvıyağ Tuz

Yapılışı:
Balıkçıda temizlettiğiniz çupraları yıkayın, bıçakla iki yanını derince kesin. Unu ve tuzu karıştırın. Unladığınız balıkları kızgın yağa atın (atın derken yavaşça koyun yosa sıçrar yanarsınız valla :) ) Ocak orta ateşte ağır ağır kızartın. İri bir balık olduğu için ağır ateşte pişirmeniz içinin iyice pişmesini sağlayacaktır 


KALAMAR TAVA


Malzemeler: 500 Gr Temizlenmiş ve doğranmış kalamar 1 şişe maden suyu
1 Su bardağı un1 Yemek kaşıgı şeker
Karabiber Tuz Kızartma yağı


Yapılışı:Temizlenmiş ve doğranmış kalamarları önce şekerle bir güzel ovusturun.Ardından tuzladıktan sonra bir kabın içersine alın.Üzerini örtecek kadar maden suyu koyup iki saat bekletin.Sodanın içinden çıkattıktan sonra una bulayın.Tepsiye dizin.Yağı tavada ısıtın.Kalamarları kızgın yağda altın rengini alana kadar kızartın ve havlu kağıt üzerine alın.Fazla yağını bıraktıktan sonra servis tabağına alıp tarator sos ile servis yapın.

Tarator için:
Yarım bardak bayat ekmek içi
Yarım su bardağı ceviz içi
2 Diş sarmısak (ezilmiş)
Yarım Limon suyu
Yarım Su bardağı su
Tuz
Kırmızıbiber

Yapılışı:
Mutfak robotunun içerisine kıyılmış ceviz içini, ıslatılmış ekmeği, limon suyunu, sarmısağı, suyu ve kırmızıbiberi koyup yoğurt kıvamına gelinceye kadar karıştırın. Sos kabının içerisine alın.